9 Ağustos 2016 Salı

Yol Üstünde

Kendimi bildim bileli hep bir yerlere yetişmeye çalışıyorum.Vaktimin çoğu yolda,trafikte derken zaman o kadar çabuk geçiyor ki hızına ben bile ayak uyduramıyorum.
İçinde yaşadığımız ülkeden mi yoksa bizden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama hep telaşlıyız.Önümüzü kestirmek çok zor.Bir sabah elinizde kahve haberlere bakıyorsunuz her şey normal ilerleyen saatlerde öğlen yemek için dışarı çıkacaksın hoop bir olay.Bir süre sonra insan olaylara,insanlara alışıyor.Alışmak zorundayız,yoksa yaşamak hiç olmadığı zor,zaman geçmek bilmediği kadar yavaş olurdu.
Bu kadar olumsuz,bilinmez ruh halinden bıktım.Kendi adıma konuşuyorum ama eminim sizde aynı duyguları benimle paylaşıyorsunuzdur.En son ne zaman yeni bir film izleyip heyecan duydunuz?Filmi beğenip,oyuncularının,yönetmenlerinin diğer eserlerini araştırdınız?Diyelim çok yoğunsunuz film izleyecek vaktiniz yok.Yemeği ele alalım,aç kalmıyorsunuz ya.Gittiğiniz mekanda yeni bir şeyler denemek,hep aynı tad yerine kendinizi başka bir seçim yapmak için cesur hissettiniz mi?Yoksa siz suratsız suratsız yemek yiyip üstüne garsona beğenmedim diye çemkirenlerden misiniz?
Kendinize itiraf etmeseniz bile sizinde onlardan olma ihtimaliniz çok yüksek.Öyle bir duruma geldik ki sevmeyi unuttuk.Herkese,her şeye nefretle yaklaşıyoruz.İnanır mısınız bilmem ama olumsuz duygular insanı yorar.Gülmek,sevmek varken kin,nefret niye? Emin olun insan sevdikçe,paylaştıkça çok güzel.
En güzeli de sevdiklerinizle beraber olmak.Onlarla keşfetmek,gezmek.Hele spontane olup seneler sonra görmediğin arkadaşını karşında görmek.İşte gerçek mutluluk böyle bir şey.
Spontane gezilerimden birinde ay çiçegi tarlasından geçtim.Fotoğraf çekmeyi sevdiğimden gördüğüm eşsiz manzarayı fotoğraflamak istedim.Sonra uzun uzun seyrettim.Telaşlı hayatlarımızda aslında yol üstünde neleri neleri kaçırıyoruz farkında bile değiliz.

 

Ben kendimi ne zaman panik veya  telaşlı halde bulsam,toparlanıp 'Eda dur kendine gel'diye uyarıyorum.Henüz tam profosyenelliğe ulaşamasamda yakında o da olacak.Mesela artık yanımdan not defterimi ve kitabımı eksik etmiyorum.O gün içinde ne yaşarsam yazıyorum.Hem geriye dönüp bakınca hatırlamayı sağlıyor hem de anılarımı canlı tutuyor

İnandığım bir şey varsa o da ne kadar pozitif olursan hayat da sana o kadar pozitif davranıyor.



Arada telefonunuzdan kafanızı kaldırıp neler olur diye etrafınıza bakarsanız,dışarıda gerçekten güzel günler yaşanıyor.

4 Ağustos 2016 Perşembe

İskandinavya'nın Güzeli : Finlandiya

Tam 1 sene önce Finlandiya'da yelken kampındaydım.Hava yaz olmasına karşın zaman zaman soğuk ve yağmurluydu.Tanıştığım insanların en büyük problemi hava şartlarıydı.Herkes mutlu,hayatını doya doya yaşayan tiplerdi.Bu satırları yazarken sanki ütopik bir yeri anlatıyor gibi hissetsem de bu gerçek Finlandiya.Türkiye'ye 3 saat uzaklıktaki bu ülke bana şimdi yaşadığım en güzel zamanları hatırlatıyor.
Başka bir yazımda nerede napılır hepsini yazmak istiyorum.Bu daha çok genel bir ülke tanıtımı.

1-Hava soğuk olabilir ama insanları kesinlikle sıcakkanlı.Kaldığım aile dünyanın en tatlı çiftiydi.İkisi de emekli.Bahçeleri(aslında ormanları desek daha doğru) böğürtlen,mantar,yaban mersini cenneti.Tadları,kokuları muazzam.Yemek yapmayı,beraber şarkı bestelemeyi çok seviyorlar.Gerçek bir emeklilik hayali.
2-İnanılmaz kahve tüketiyorlar.Sabah uyanınca gelen o kahve kokusu sizi uyandırmak için birebir.
3-Yedikleri yemeklerin hepsi doğal,katkı maddesi olmadan,gerçek yemek nasıl olur anlıyorsunuz.
Yediklerim aklıma geldikçe karnım açıktı.Hayatımda yediğim en güzel deniz ürünleri buradaydı.(Norveç'e gidene kadar fikrimin arkasındayım.)
4-İnsanların ülke gündemi o kadar güzel ki televizyon izlerken,gazete okurken 'Dünya'da güzel olaylarda da oluyor.'dediği bir gündem düşünün.Sonra televizyonu açın ve gerçek dünyaya dönün.
5-Bana yaptırdıkları en çılgınca şey buz gibi denizden sonra saunada yanana kadar durmaktı.
6-Yaz aylarında hava en erken 22.30 civarı kararmaya başlıyor.Asla bitmeyen günler için bekleriz.
7-Tepeden bakınca İstanbul ne kadar beton ne kadar yeşile düşmansa Finlandiya'da durum tam tersi.Zaten havaalanı bile ormanın içine yapılmış,her yer yemyeşil.Havası bile ciğerlerinize bahar etkisi yaratıyor.
8-Herkes spor yapıyor.Genç yaşlı hiç fark etmeden sokaklarda her an spor yapan biriyle karşılaşmanız mümkün.

Aklıma gelen ana maddelerle,hayallerin ülkesi Finlandiya hakkında bazı bilgiler bunlar.Ben yazdıkça hüzünlendim tahminimce siz de okurken hüzünleneceksiniz.





Ne Yapsak Diyenlere Öneriler

2014'ün son günlerinde bıraktığım blog macerama geri dönmüş bulunmaktayım.Geçen bu zaman içinde gezdim,okudum,dinledim.Şimdi bu deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bundan böyle her hafta güncel etkinlik ve keşiflerimi,geri kalan zaman da da canım ne yazmak istiyorsa onu paylaşmaya karar verdim.
Umarım bu sefer blogumu ara vermeden kullanmayı başarabilirim.
İyi okumalar.

Dizi Önerisi : MR.ROBOT

Uzun zamandır beni böyle kendine bağlayan bir dizi olmamıştı.Günümüz dünyasının problemlerinin,bireyin yalnızlığının gelebileceği son noktayı kusursuz işleyen bir yapım.Rami Malek,bu rolü sayesinde oyunculuğunu bambaşka bir noktaya taşıyor.Spoiler vermemek için detay yazmıyorum.2015'de başlayan dizinin şu an 2.sezonu yayınlanıyor.Bugün başlayıp yarın bitirmeniz mümkün.Hadi hemen başlayın.

Kitap Önerisi: FRİDA KAHLO /AŞK VE ACI -RAUDA JAMIS
Resimleiyle,hayatıyla beni en çok etkileyen ressanlardan olan Frida Kahlo'nun yaşamı çarpıcı boyutlarıyla ele alınıyor.Hayata bu kez de Frida'nın penceresinden bakmak için mükemmel bir kitap.
Kitabı okuduktan sonra neden herkesin hayran olduğunu anlamak zor değil.

“İnsanın ifade edemediği şeyin gücü patlayıcı, hasar verici, kendi kendini yıkıcı bir güçtür. İfade etmek, kurtulmanın başlangıcıdır.” 
Frida Kahlo - “ Aşk ve Acı ”

Güneş Batarken :
Sıcak havalarda İstanbul en çekilmez yerlerden birine dönüşürken dışarı çıkmak için en uygun zaman akşam yemekten önceki saat dilimi.Benim favori yemek ve yürüyüş noktam ise,Fenerbahçe.Yat limanı çevresinde önce Happy Moons,Midpoint, Mapple Pancekes gbi noktalarda ister kahvenizi yudumlayabilir ister sağlıklı seçimler yapabilirsiniz.(Sağlıklı diyorum çünkü bu sıcakta salata dışında bir şey yediğim an dünyaları yemiş gibi oluyorum.)
Yemekten sonra hem yedikleri yakmak hem de güneşi batırmak için yürüyüş hiç de fena olmaz.
Uzun bir aradan sonra yazmak,paylaşmak çok iyi geldi.Umarım beğenirsiniz.

30 Aralık 2014 Salı

2014'e Genel Bakış

Herkesin heyecanla beklediği yeni yıla sonunda gelmiş bulunmaktayız.Dışarıda kar yağarken,bende tüm sene neler yaptığımı,beni nelerin nasıl etkilediğini yazmak istedim.
Bana göre fazlasıyla uzun bir yıl oldu.Bazen çok sevindim bazen çok üzüldüm.Yaşadığım her şey bugün burada olmamı sağladı.Her sene bir önceki sene neler yaptığıma bakmak alışkanlık oldu.Yılın son günlerinde yaşadıklarımı,kağıda döktüklerimi  okuyup kendi kendime değerlendirme yapıyorum.İnanın son derece iyi hissettiriyor.
2014 yazına kadar okul modunun etkisindeydim.2014 yazı ise şimdiye kadar geçirdiğim en güzel yaz olarak aklıma ve kalbime kazındı.Tek başıma Barselona'ya hiç tanımadığım bir ailenin yanına gittim.3 gün onlarla beraber zaman geçirdikten sonra başka bir ülkede de ailem olduğunu bilmek yüzümü güldürüyor.Barselona da dünyanın her yerinden gelen 10 arkadaşımla beraber tekneyle mavinin her tonunu gördüğüm güzellikte yerlere gitmek,yeni yerler keşfetmek bana bir çok duyguyu yaşattı.Birbirine güvenmenin ne demek olduğunu,sorunların beraber aşıldığını hissetmek gerçekten tarifi olmayan duygular.Beraber o kadar güzel anılar paylaştık ve birbirimizin hayatlarında izler bıraktık.

Bugün bile İrlanda'lı arkadaşımdan yeni yıl hediyesi olan kargoyu almak mesafelerin sevgiye engel olmadığını anlamamı sağladı.
Giderken içimden keşke Roma'ya da uğrasam diye geçirmiştim,çok temiz kalpli olduğum için dönüş uçağında bir Türk uyuşturucu krizine girerek acil uçuşla Roma'ya inmemi sağladı.Anlatırken gülsem de o an içimdeki duyguları bastırmak pek kolay olmamıştı.Bunu tek başıma yaşamak bana farklı bir bakış açısı kazandırdı.Hayatın ne zaman nerede ne yaşatacağı belli olmuyor işte.
Sene içinde üzüldüğüm zamanlarda oldu.Kendimi yazarak,okuyarak,dinleyerek iyi hissettim.Çok güzel müzik grupları keşfettim.Keşfettikçe daha çok ilham buldum.Yazdıkça yazasım geldi.Çok sinirlendim yazdım,sevindim yazdım.İyi ki de yazdım.Birçok kitap okudum.Yepyeni karakterlerle tanışıp,hayata onların gözünden baktım.
Ülkece çok zor zamanlar atlattık.Beraber hiç tanımadığımız insanlar içim üzüldük.Birlikte olunca neler yaparız bunu gördük.Yardım konserleri bunu gözlemek için en iyi ortam olabilir.Anladım ki müzik insanları birleştiren en güzel araç.Müzikle bir araya gelen insanlar ne güzelsiniz sizler.
Sevdiğim pek çok grubu bu sene de sahne önünden pek çok kez izledim.Yeni yılda daha çok konser diliyorum.
Hiç tanımadığınız bir insanı nasıl mutlu edersiniz bu sene bunu da öğrendim.Van'da ihtiyaç sahibi olan çocuklara İstanbul'da topladığım kitapları yolladım.Teşekkür için telefonlar aldım.İnsanların mutlu olduğunu bilmek iyi hissettiriyor.
2014 benim için olgunlaşma,yeni kararlar ve tecrübeler senesiydi.Yeni yılla ilgili hem kendim için hem de insanlık için çok güzel dileklerim var.Umarım gerçek olur.2015'de daha çok sevgi diliyorum.Gerçekten herkesin ihtiyacı olduğuna inanıyorum.İyi seneler.






21 Aralık 2014 Pazar

Sevginin Gücü

Ben doğduğumda anne veya babamı seçerek dünyaya gelmedim.Ya sen?Hiç birimiz bu dünyaya gözlerimizi açtığımızda ailemizin kim olduğunu bilmiyoruz.Ailemizi,hayatımızda bizi nelerin beklediğini yaşayarak,deneyimlerle öğreniyoruz. Kimileri bu hayatta çok şanslı kimileri ise kendi şansını kendi yaratmak zorunda.
Ben kendi hayatıma,aileme,yaşadıklarıma hep şükrettim. Fakat geçen yılbaşında gözlerimi daha farklı açmamı sağlayan bir olay yaşadım.Kendi Interact kulubümle beraber yaşları ya bana yakın ya da daha küçük engelli ve down sendromlu çocuklarla bir gün geçirdik.Onlarla beraber ağaç süsleyip,dans edip,sandalye kapmaca oynadık.Ben o akşam eve gidince insanın içinde bulunduğu "engellere" rağmen gülümsemenin ne demek olduğunu anladım.
Bir sene içinde beni olgunlaştıracak pek çok olay yaşadım.İnsan her gün bir şeyler öğreniyor.Dünde böyle bir gündü benim için.Yine Interact kulubümdeki arkadaşlarımla iş birliği içinde bir etkinlik gerçekleştirdik. Umut Çocukları adında yaşları 10-17 arasında değişen 50 çocuğun okuduğu ve yaşadığı okula gittik. Daha önce sokaklarda yaşamış bu çocuklar ilk kez tanışmamıza rağmen  son derece sıcak ve içtendiler. Başta nasıl davranacağımızı,neler yapacağımızı bilmesek de sonradan sohbet ederek kaynaştık. Hepsinin birbirinden farklı hayat hikayeleri,dramları var. Küçücük yaşlarında çok şey yaşamışlar. Hepsi birbirinden tatlı,sevimli ve bir o kadar da yetenekli.Bazıları şarkı söylüyor bazıları çeşitli müzik aletleri çalıyor,satranç oynuyor. Keşfedilmeyi bekleyen yetenekler oldukları kesin.İlerde pilot,polis,mimar  veya satranç öğretmeni olmak isteyenler var.
Yetişkinlerin deyimiyle "geleceğimiz"olan bu çocukların sevgi kadar ihtiyacı oldukları bir şey yok. Kendi hayatlarımıza,dertlerimize odaklanıp başka hayatlarda neler olduğunu bilmiyoruz.  Unutmayalım ki sevgi gerçekten paylaştıkça çoğalır.Onlarla geçireceğimiz bir gün onlar için çok değerli. Ziyaretlerine gidelim,hayatlarına ortak olup yalnız olmadıklarını onları düşünen insanlar olduklarını hissettirelim.
Yeni bir yıla başlarken bizden istedikleri sevgiyi onlara verelim. Sevginin yanı sıra bir oyuncak da gülümsemelerini sağlar. Bizden oyuncak istediklerini belirtmeden geçemeyeceğim. :)
  

2 Kasım 2014 Pazar

Chet Faker Rüzgarı

Havalar soğumaya başladığı andan itibaren kendimi evden dışarı çıkarmak istemiyorum.Tüm gün yatmak,film izlemek veya kitap okumak istiyorum.Durum böyle olunca beni evden dışarı çıkarmak için bir güç gerekiyor. Dünde aslında böyle bir gündü.Fakat akşamında benim için çok özel olan bir etkinlik vardı. Chet Faker konseri! 24.Akbank Caz Festivali kapsamında gerçekten dünya çapında tanınmış sanatçılar ülkemize geldi.Benim favorim Chet Faker olduğu için tercihimi bu konserden yana kullandım.Konser Wolkswagen Arena'da gerçekleşti.Gerçekten bu sene favori konser mekanım oldu.Ulaşım konusunda da ücretsiz shuttle olması takdir edilesi. Rock N Coke'da ulaşım gerçekten problem olan bir konuydu.
Gelelim Chet Faker'a, tarzıyla ve sesiyle insanı kendine hayran bırakan biri. Rolling Stone dergisi de benimle aynı fikirde olacak ki 2013 yılında "En İyi Bağımsız Sanatçı"seçilmiş.Zaman konusunda ise 23.00'de çıkacak dendi ve tam saatinde çıktı.Konser sırasında İstanbul'dan bahsetmesiyle,sempatik tavırlarıyla salondaki herkesin sevgisini kazandı.Gerçekten hayran kitlesinin bu kadar çok olmasına şaşırmamak gerekiyor. 
Dün gece konsere gidemeyenler ve henüz Faker'ı tanımayanlar hemen dinlemeye başlasın.Çok seveceğinize eminim.İyi dinlemeler.
 



11 Ekim 2014 Cumartesi

Mutlularsa Nedenleri Var

İstanbul'da hava yağmurlu veya karamsar olunca dışarı çıkasım pek gelmiyor.İçimdeki evcimen kişilik böyle günlerde kendini yazı yazmaya vuruyor.Bugün bu aralar sürekli gündemde olan Norveç'le ilgili bir yazı yazıyorum.Daha önce hiç gitmedim umarım en yakın zamanda giderim orası ayrı konu.Bu yazıyı yazmak için görmem pek de gerekmiyor.Yazın Barselona'da tanıştığım Norveçli arkadaşım o kadar güzel anlattı ki ülkesini,ben de  neden insanlar bu kadar mutlu sebeplerini araştırdım..Zaten Birleşmiş Milletler'in Dünya mutluluk raporuna göre 156 ülke arasından 2. olmak her ülkenin harcı değil.Türkiye 77. sırada yer alıyor.Bunun nedenlerini hepimiz zaten biliyoruz.
Ben saymaya başlıyorum o zaman neden mutlular.
1-Herkes bisiklet ve yürümeyi tercih ediyor.Zaten hangi ülkede insanlar İstanbul trafiği kadar çok trafikle karşılaşıyor orası ayrı bir yazı konusu.Cuma trafiğini yaşamayan her insan zaten 1-0 mutlu olur.
2-Doğal güzellikleri o kadar bol olmasına karşın asla onu tahrip edecek bir eylemde bulunmuyorlar.Biz ülkece her geçen gün bina dikerek,ağaçları mahvetmeye devam edelim.İlerde oksijene ihtiyaç duyunca seviniriz gökdelenim var,nefes almasam da olur diye.
3-Dünya'nın en güzel olayı Kuzey Kutup Işıkları gibi mükemmel bir mucizenin ülkesi.Ayrıca Güneş'in hiç batmadığı noktada Norveç'te bulunan Nordkapp.

4-Dünya'nın en yüksek gelir seviyesine sahip ülke.Dolasıyla Avrupa'nın en pahalı ülke olması gayet doğal.Adamlar hak ettiklerini kazanınca,kimse pahalı olmasına itiraz etmez tabi.
5-Ülkenin son basılan parasını ülkenin en ünlü mimarlık firması tasarlamış.Sanat eseri gibi paraya sahipler.Kıskanmamak elde değil.


6-Ülkede yaşayan insanlar maceracı olmaları nedeniyle hobi olarak dağa çıkıyor,kano yapıyor.Benim için duvar kağıdı olacak kadar mükemmel fotoğrafları hafta sonu aktivitesi olarak yapıyorlar.


7-Balık yemeyi seven insanlar için cennet denebilecek bir ülke.Norveç Somununun ünü nereye giderseniz gidin dillere destan.Fırınlarında bile somonlu sandwich olması bunu doğrular nitelikte.
8-Ülkede çocukları bir birey olarak görüyorlar.Eğitimin küçükken ne kadar gerektiğini fark etmeleri,ülkenin çocuklarının hayata 1-0 önde başlamaları için çok mantıklı bir sebep.
9-Gerçekten kültürel,sanatsal pek çok etkinlikleri var.Sanatın ruhun gıdası olduğunu kavrayan bir toplumdaki insanlar zaten mutlu olmayı hak ediyor.Oya Rock Festivali veya Oslo Müzik Festivali beni çağırıyor.
10-Dünya'nın kişi başına en çok kitap alınan ülkesi yine Norveç.Ben Türkiye'de "Kitap okuyun,cahiller"lafını kullanmaktan yoruldum.Norveç benim için cennet sayılabilir bu noktada.
Gitmeden 10 madde yazmak pek de zor olmadı.Herkesin refah seviyesinin yüksek olduğu bir ülke mutlu olmasında ne yapsın.Umuyorum bir gün bizde Norveç gibi bir ülke oluruz da tek derdimiz hafta sonu hangi dağa çıksak olur.